Meltem Meral İle Röportaj...

Kadın girişimci Meltem Meral ile hayata geçirdiği "Meltem’in Evi" hakkında konuştuk.

1. Meltem’in Evi kimdir? Bize bahseder misiniz?

Meltem’in Evi, Hatay’dan İstanbul’a uzanan bir yolculuğun adıdır. Bu yolculuk, annemle birlikte bahçemizde başladı. Zeytin ağaçlarımızdan zeytin, domatesimizden salça, narımızdan nar ekşisi… Hepsi annemin sabırla ve özenle hazırladığı, katkısız ve tamamen doğal ürünlerdi. Zamanla bu üretim kadın kooperatifleriyle büyüdü. Artık sadece annemin değil, Hatay’da zor koşullarda yaşamını sürdüren birçok kadının emeği bu yolculuğun bir parçası oldu. Çünkü ben inanıyorum ki; güçlü kadın, güçlü toplum demektir. Meltem’in Evi, tam da bu inancın hayat bulmuş hâlidir.

2. Bu markayı kurma fikri nasıl doğdu?

Ben de bir anneyim. Oğlum doğduktan sonra, güvenilir ve organik ürünlere olan ilgim daha da arttı. Onun ne yediğinden neye dokunduğuna kadar her şeyin doğal ve sağlıklı olmasını istedim. Hatay’dan gelen bu tertemiz, katkısız ürünlerin değerini görünce, “Neden benim gibi doğal ürün arayan insanlar da bunlara ulaşamasın?” diye düşündüm. İşte bu soruyla birlikte yola çıktım. Meltem’in Evi, bir annenin iç huzuru arayışıyla doğdu.

3. Meltem’in Evi hangi ürünleri sunuyor?

Naturel sızma zeytinyağı, defne sabunu, reçeller, salça, nar ekşisi ve Hatay’a özgü daha birçok doğal ürün. Hepsi el emeğiyle, sevgiyle hazırlanıyor.

4. Üretimde kimlerle çalışıyorsunuz?

Kadın kooperatifleriyle el ele veriyoruz. Ortak üretim, ortak emek ve birlikte büyüme üzerine kurulu bir sistemimiz var. Her ürünün ardında bir kadının emeği, sabrı ve umudu var.

5. Neden Hatay?

Çünkü Hatay sadece bir şehir değil; bir kültür, bir ruh, bir sofra geleneği. Merhametin, hoşgörünün, birlikte yaşamanın ve paylaşmanın sembolü. Biz de bu ruhu yaşatmak ve daha fazla insana ulaştırmak istiyoruz.

6. Meltem’in Evi bir markadan fazlası mı?

Kesinlikle. Meltem’in Evi bir hikâye, bir dayanışma, bir kültür taşıyıcısı. Kadınların sesini, emeğini, toprağın bereketini anlatan bir yolculuk.

7. Markanın ismi nasıl belirlendi?

Meltem benim adım. Ama aynı zamanda serin, hafif ve ferahlatıcı bir rüzgâr gibi; içten, sade ve doğal bir yaşamın simgesi. “Ev” ise hepimizi içine alan, paylaşma ve güven duygusunu yaşatan bir alan.

8. Ürünlerinizin farkı nedir?

Doğallık, katkısızlık ve samimiyet. Raflardan değil, topraktan; fabrikalardan değil, ellerden geliyor. Her ürünün arkasında bir hikâye, bir emek var.

9. Tüketiciye ne vaat ediyorsunuz?

Sadece bir ürün değil, bir duygu sunuyoruz. Ne yediğini, neye dokunduğunu bilmenin iç huzurunu; bir kültüre, bir hikâyeye ortak olma hissini…

10. Üretim sürecinde nelere dikkat ediyorsunuz?

Doğaya ve insana saygı bizim için her şeyin başında gelir. Geleneksel yöntemlere sadık kalıyor, hiçbir katkı maddesi kullanmadan üretim yapıyoruz.

11. En çok sevilen ürününüz hangisi?

En çok sevilen ürünlerimiz naturel sızma zeytinyağı ve defne sabunumuz. Zeytinyağımız saf, katkısız ve doğrudan bahçemizden geliyor. Defne sabunu ise hem şifalı hem de geçmişten gelen bir temizlik geleneğini yaşatıyor. Her ikisi de sadeliği, doğallığı ve güveni temsil ediyor.

12. Markanızın sosyal bir amacı var mı?

Elbette. Meltem’in Evi, kadınların üretimle güçlenmesini, kendi ayakları üzerinde durmasını ve yerel kültürlerin yaşatılmasını desteklemek amacıyla var.

13. Sizi en çok etkileyen geri dönüş neydi?

Bir müşterimiz, “Sabununuzun kokusu beni Hatay’a, çocukken bahçede yapılan sabunlara götürdü” demişti. İşte o an anladım ki; biz sadece ürün değil, aynı zamanda bir hatıra, bir duygu, bir kök üretiyoruz.

14. Meltem’in Evi’ni 3 kelimeyle tanımlasanız?

Doğallık, kadın emeği ve Hatay’ın kültürü.

15. Gelecek hedefleriniz neler?

Meltem’in Evi’ni bir kültür elçisi haline getirmek istiyoruz. Her şehirde bir Meltem’in Evi olsun; insanlar ürünleri sadece satın alarak değil, tadına bakarak, hikâyesini dinleyerek tanısın. Çünkü biz sadece üretmiyoruz; Hatay’ın sesini, ruhunu ve hoşgörüsünü her yere taşımak istiyoruz.