Lezzetten Daha Fazlası: Bir Kültürün Sesi...

Hatay… Binlerce yıllık tarihiyle, kokusuyla, acısıyla, bereketiyle bir şehrin ötesinde, bir yaşam biçimi. O mutfaklarda pişen her yemek sadece karın doyurmaz; bir geçmişi, bir aileyi, bir hikâyeyi taşır. Ve şimdi bu hikâyeler, İstanbul’un raflarında birer kavanoz, birer şişe olarak hayat buluyor.

Meltemin Evi, yalnızca doğal ürünlerin satıldığı bir marka değil. Kadınların omuz omuza vererek yaralarını sardığı, kültürünü yaşattığı bir umut köprüsü. Hatay’dan İstanbul’a uzanan bu yolculuk; dayanışmayla, sevgiyle ve çokça emekle yazıldı. Ve bu hikâyenin kalbinde bir kadın var...

Ben bu markayı sadece bir iş olsun diye kurmadım.

Ben bu yola bir annenin bahçesinden, çocukluğumun kokularıyla, zeytin ağaçlarının gölgesinden çıktım. Hataylıyım. O bereketli toprakların, o kadim kültürün bir parçasıyım. Ve bir gün her şey altüst olduğunda—toprak sallandığında, evler yıkıldığında, kalpler parçalandığında—ben bir şeyi çok net hissettim: Yeniden başlamak gerekiyordu. Ama bu kez sadece kendim için değil, bir kadın olarak, bir anne olarak, bir kız evladı olarak, o toprağın sesini İstanbul’a taşımak için...

Meltemin Evi böyle doğdu.

Bir markadan çok daha fazlası benim için. Annemin elleriyle yaptığı reçeller, kooperatiflerde üretim yapan kadınların gözlerindeki umut, zeytinyağının saf hali, nar ekşisinin buruk tatlılığı… Hepsi bu markanın içinde. Çünkü ben, yalnızca ürün değil; bir hikaye, bir dayanışma, bir kültür taşıyorum.

İstanbul’un kalabalığında, büyük şehir raflarında yer bulan bu küçük kavanozların içinde, Hatay’ın dayanıklılığı var. Kadınların yeniden ayağa kalkma gücü var. Her ürün, el emeği, göz nuru. Ve her satın alınan şişe, sadece bir alışveriş değil; bir kadının hayatına dokunuş, bir hikâyenin devamı.

Ben Meltemin Evi’ni kurarken bir girişimci oldum, ama asıl olmak istediğim şey bir kültür elçisi.

Hatay sadece gezilecek bir şehir değil, yaşanmışlığı olan, kökleri derinlere uzanan bir memleket. Ve ben, bu memleketin kokusunu, sesini, lezzetini unutturmamak için bu markayı büyütüyorum.

Bugün İstanbul’daki sofralara Hatay’dan gelen nar ekşisi dökülüyorsa, bir anne sabunlarını kendi elleriyle yapıp paketliyorsa, bir kız çocuğu bu markayla umut buluyorsa; işte o zaman ben, yola çıkarken kurduğum hayale biraz daha yaklaşmışım demektir.

Meltemin Evi, kadınların el ele verdiği, hayata birlikte tutunduğu bir hikayenin adıdır.

Ve bu hikaye daha yeni başlıyor.

Siz de bu hikâyeye ortak olmak isterseniz, @meltemin_evi hesabımızdan takip edebilir, bu lezzetli ve anlamlı yolculuğa siz de eşlik edebilirsiniz.

Çünkü bu sadece bir ürün değil;

bir kadının hayali,

bir şehrin sesi,

ve bir kültürün ta kendisi.

melteminevihatay

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.